ghg
ghg

Flört, Kışkırtma, Oynama > STRİPTİZ


3. Bölüm: AŞIRI SEKSÎ KADININ ATEŞ DANSI


<< Önceki Bölüm

Yazı: ALTAR BAYKAL

Striptiz sever babamın ve özgürlükçü ailemin sayesinde gece hayatını çocukluktan başlayarak tanıma fırsatım oldu. (Aleme daima ailece aktığımız da ekleyeyim.) Bu yüzden Viski-A Gogo'yu bildiğimi ve ünlü striptizci Chincilla'yı izleme fırsatım olduğunu söylemem gerek. Chincilla bir kafes içinde sahneye çıkıyor ve vahşi hayvan gibi sesler çıkartıp, sağa-sola saldırarak soyunuyordu. Gerçekten etkileyici bir gösteriydi. Sevgili teyzemin şovu izlerken yüzünün aldığı ifadeyi hiç unutmam. Genelde sakin, ağırbaşlı, hoşgörülü, duygularını fazla belli etmeyen ve az konuşan bir kadın olsa da, konu her açıldığında gözlerini açıp kaşlarını kaldırarak şovu anlatacak ve "o sesleri… saldırmaları… unutulmazzz" benzeri sözleri yineleyip duracaktı. Gösteri onu basbayağı "çarpmış", ruhunda yıllar boyunca geçmeyecek bir etki yaratmıştı.

Ben ise benzer darbeyi Özcan Tekgül'ün Ateş Dansı adlı şovu ile aldım.

Özcan Tekgül, zamanın en cüretkar sahne kadınlarındandı ve Beyoğlu'nda sadece onun göğüsleri açık ışıklı panosu vardı; üstelik bu pano ara sokaklarda değil, İstiklal Caddesi üzerindeydi. Göğüs uçları -bizim zamanlarda mozaiklemek olmadığı için- siyah bantlarla kapatılmıştı. (Yasakların suçun tetiği olması gibi, bu bantlamanın da giderek başlı başına bir uyarı aracına dönüştüğünü eklemek isterim. Örneğin bazı porn modeller izleyenlerini tahrik etmek için göğüs uçlarına benzer bantlar yapıştırmaktalar.)

Tekgül'ü canlı olarak Gaskonyalı Toma adlı mekanda izledim. (Onu izlediğimi kulüp Taksim Belediye ya da Bebek Belediye Gazinosu da olabilir; tam hatırlayamadım. Hepsi de sıklıkla gittiğimiz mekanlardı.) Gece hayatında çok şey görmüş olsam bile bu gün hala unutmadığım tek performanstır!

Gösteri, sahneye halı serilmesi ve iki tamtam yerleştirilmesi ile başladı. Söz edilen hazırlık, ilk anda farklı şeyler izleyeceğimiz mesajını başarı ile vermişti. Şov ise nefes kesiciydi doğrusu. Nefes kesici sözcüğünü ağız alışkanlığı ile söylemedim; izlerken ciddi ölçüde solunum zorluğu yaşadığımı hatırlıyorum. Bu etkiyi ilk yaratan etmen, kimsede görmediğim küçüklükte taşlı bikinisiydi. Poposunun çizgisinin yarısı meydandaydı ve bikini altı o kadar dardı ki; üstten bir ölçüde etleri "pırtlamıştı". O zamanlar kadınlar denize değil bikini ile girmek, cinsel organlarının üzerinde etek gibi örtücü bir kısım olan mayolarla girmekteydiler. Bikini ise -en kapalı hali ile- "tartışılıyordu" henüz. Tekgül'ün bikinisinin o zamanların pornosu olduğunu sanırım tahmin edebilirsiniz.

Gösteri boyunca uzun sarı saçları yüzünü örter şekilde dans etti. Her nefes alış verişinde bu saçlar ileriye doğru uçuşuyordu. Sonunda kendini yere attı ve halı üzerinde sanki göbek bölgesinden yer döşemesine bir eksenle bağlı gibi 180 derece dönmeye başladı. Öyle hızlı dönüyordu ki, saçları merkezkaç kuvveti ile savruluyorlardı. Gördüklerimin yarattığı etkiyi ifade etmem zor olsa da sanırım duygularımı şöyle anlatabilirim: Hayatımda ilk ve son olarak ne yaptımsa engelleyemediğim şekilde dizlerim -kelimenin tam anlamı ile- "zangır zangır" titremek bile değil, birbirine vurmaya başlamıştı.

Şov bittiğinde babamın sigarası küllükte sigara şeklindeki bir kül olarak duruyordu. Gösteri onu bile yeni yaktığı sigarayı küllükte unutturacak kadar etkilemişti.

Özcan Tekgül'ün ilerdeki 70li yıllarda (daha yaşlı hali ile) sergilediği Ateş Dansı'nı bu link ile izleyebilirsiniz. (Link, makale yayınlandığı tarihte aktifti.)

Giderek 70li yıllar geldi. Artık erkekler de striptiz yapmaktaydılar!

Ve giderek devir daha da değişti. Her şey daha sert… ve daha "açık" oldu. Erotizm önemini giderek yitirdi. Sonunda porno doğdu.

Kadın striptizcilerin vücudu da artık sporcuya (hatta bizim devrin gözleri ile bakarsanız "erkeklere") benzemekteydi. Ancak erkekler bu gösterileri izlerken küllükte sigara unutmuyorlardı.

Erkek striptizciler ise nerdeyse kural olarak uzlaşmaz, korkutucu, katı, haşin ve kırıcıydılar.

Erkek striptizcilerin şovlarını izlemeye düşkün olan özgür kadınlar ise, söz konusu adamlar karşında delişmen gençkızlar gibi ciyaklamaya benzeyen çığlıklar atmaktaydılar.

50li yılların ünlü striptizcisi Sally Rand ise son derece feminen bir kadındı. Tam "taş bebek" tipi… "Tüylü Yelpaze Dansı" ile ünlüydü. Bu dans yüzünden aynı gün içinde üç kez gözaltına alındığı halde gösterisinden vaz geçmedi yıllar boyu. Çok yürekli bir kadındı… Ona yürekli deme nedenim sadece kuralları çiğnemesi yüzünden değil. O bir pilottu! Üstelik 1 Ağustos 1939'da San Francisco'dan Reno'ya yaptığı bir uçuşla yolculuğu 1 saat 54 dakikada tamamlayarak "Hafif Uçak Hızı Rekoru"nu kırmıştı.


Sally Rand - 1930



Ana Sayfa    |    Altar Kimdir?    |    Kitapları    |    Yazıları    |    İletişim

Dizayn: Altar-Stil Team - İçerik: Altar Baykal    |    Copyright © 2023 -