|
Altar'dan AFRODİZYAKLARYazı: ALTAR BAYKAL
Hangimiz zaman zaman daha bi' güçlü olmak istememişizdir ki? Stresli, ya da özgüvenimizi biraz yitirmemize neden olan şartlarla yüzleşmemiz biz erkekleri farklı arayışlara sürükleyebilir. Bu yazımda söz konusu "sorunlu" süreçlerde başvurulacak reçetelerden (ilaç, karışım ve unsurlardan) söz edeceğim. Onlardan bazıları sağlık verici nitelikte oldukları için her hal-ü kârda kullanılabilirler. Ancak bazıları, hatta sağlık verici olanların yoğun kullanımları, sağlığı riske atabilir. Bu yüzden sözlerim KESİNLİKLE tavsiye değildir. Eğer yüzleşecek olursanız risk kendinize aittir. Önce en tehlikeli ama en kesin libido arttırıcı yöntemden başlayalım. Bu yöntem tabidir ki androjen preparatı enjeksiyonudur. Önereceğim preparat ise Sustanon 250'dir. (Bu ilaç yasal olarak, reçetesiz satılabiliyor sanırım, ama emin değilim.) Kullanmaya karar verirseniz sonucu birkaç saat sonra, ya da libido düşüklüğünüze koşut olarak 48 saat sonraya kadar görürsünüz. Verdiği etki iki haftaya kadar uzayabilir. Gençseniz bir aya dek de sonuçları yaşayabilirsiniz. Bu ilaç bodyciler tarafından da sıklıkla kullanılmaktadır ve tutulan bir ilaçtır. Haftada bir, hatta iki iğne olan kişileri bizzat tanıdığım olmuştur. Ancak yaşınız ileri ise, kalp ve damar hastalıkları, ya da yüksek tansiyonunuz varsa, genç olduğunuz halde karaciğeriniz sorunlu ise -hatta her hal-ü kârda- bir kez doktora, en azından eczacıya, danışmak sizi olumsuz sonuçlardan koruyabilir. Daha masum çözümlere gelelim.
[Söz edeceğim masum çözümler size yeterli gelmezse, ya da onlardan hoşlandığınız ve benzerlerini duymak isterseniz , size A-Stil İmaj Kursu adlı kitabımı öneririm. İncelemek için buraya, satın almak için buraya tıklayabilirsiniz. Önce bildik bir bitkiden, ginseng'den söz edelim. Ginseng uzun vadede cinsel güç verir. Ancak impotansınız yoğun ise beklediğinizi bulamayacak olabilirsiniz. Oysa arzulu bir erkek olduğunuz halde şartlara yetişemiyorsanız uzun vade ginseng kullanımı işinize yarayabilir. Ancak hap ya da toz değil, kök almanızı ve ürünün Kore Ginseng'i olmasını öneriyorum. Kökleri yutmayın, ortalama 2 cm x 1/2 cm. ebadında kesin ve çiğneyin; çünkü onları aktive edecek olan tükürüktür. Kökleri çay olarak da içmek için kaynatabilirsiniz. Posayı atmayın, onu da farklı bir zaman çiğneyin. Düzenli kullanırsanız 2-3 haftada etkisini göreceksiniz. Ve pek bilinmedik bir bitkiden söz edeyim: Şeytan Tersi ya da hıthıt, hiltit. Bu bitkinin afrodizyak olduğunu Bülent Kısa'dan öğrenmiştim. Bir de anımı ekleyeyim: Bir gün Bülent Kısa’yı yeni çerçevelettiğim bir resmi göstermek için ritüel odama davet ettim. Ancak o duvardaki resme değil, bir gece önceden kalmış artık buhura bakmaya başladı ve aniden “Şeytan tersi değil mi bu?” diye sordu. Tam “evet, öyle” diyecektim ki, yanıtımı beklemeden, hatta bana sormadan, uzandı ve minik bir parçayı ağzına atıp yuttu! “Bana sormadan” sözümün nedeni Bülent’in gördüğüm en düşünceli insanlardan olmasıdır. Annesinin yanına taşınan bir hanım arkadaşımıza “Ayıp olur yaaaa” diyerek telefon etmemişliği vardır. Şeytan tersi, Bülent gibi kibar bir adamın bu denli beklenmeyen bir tepki vermesine neden olacak kadar önemlidir. (Editörün notu: Yukarıdaki bölüm buradan alınmıştır.) Uzun vade değişimler için deniz ürünleri ve sakatat temelli beslenmeyi önerebilirim. Basın bana (yakınımda bu kafada kimse yoktur) "Yaşlısın, aman yeme, kalp, tansiyon, kollestrooll" dedikleri halde her fırsatta sakatat tüketirim. (Siz yine de bana bakmayın. Her bünye farklı.) Özellikle koç yumurtasını öneririm. Çocukluğumda teyzemin bana dedemin kendi yediği halde, ailenin kızlarına yedirmediğini anlattığını anımsıyorum. Ve Osmanlı torunları olarak kuvvet macunlarına dikkatinizi çekerim. Öncelikle mesir macunu… Bir aylık yoğun (yüklemeli, depot ) kür yapabilirsiniz. Halen kullanmakta olduğum yöntemim: Ceviz + önceki seneler reklamı "aganigi-naganigi" diye yapılan fındık + antep fıstığı (beyin gama dalgalarını güçlendirmektedir; majisyenseniz hararetle tavsiye derim) + yer fıstığını kahve değirmeninde çekin. Sabah, öğle ve aksam birer dolu-dolu tatlı kaşığı yiyin. Bala karıştırmanız de mümkündür. 15 günde fark edilebilir bir etki yaşayabilirsiniz. Ve gençlikteki gizli silahım: Damiana. O zamanlar yurt dışında olduğum için yapraklarını elde etmek kolaydı. Ülkemizde satılıyor mu bilmiyorum. İnternete kısaca göz attım, kapsül olarak satılıyormuş. Ancak hap olarak hiç kullanmadığım için etkisi hakkında bir şey diyemem. Yapraklarını bulursanız arzunuz çok düşükse koyu bir çay şeklinde tüketmeyi alışkanlık edinin. Şartlar zorluyorsa(!) randevudan 1-2 saat önce tüketebilirsiniz. Damiana her iki cins için de uyarıcı… bi't-tecrübe sabittir. Hanım arkadaşınızla -tabidir ki onayı ile- seks öncesi içki olarak da kullanabilirsiniz. Bunun için bir mug votkaya 30 gr kadar damiana yaprağı atın, şişeyi kapatıp bir hafta bekletin. Ve en sıra dışı önerime geleyim. Ereksiyon, penise kan birikimidir. Söz konusu kanı farklı yollardan penise akıtmak mümkündür… örneğin penisi tokatlayarak! İlk pro-Dom'luk zamanımda tahta bir "çevirgeç"e raptiyeler takmıştım. O zamanlarda BDSM oyuncakları alenen satılmazdı. Bunları penise -beklentileri karşılamak adına acı vermek için- vurduğumda ereksiyon yaşandığını hayretle görmüştüm. Penisinize vereceğiniz dozunda acı, eğer beyninizde bunu engelleyici bir alan yoksa, kanın akışını hızlandıracağı için ereksiyon sağlayacak olabilir. Bu yöntem Priapeia adlı antik Kamasutra'da da yazmaktadır. Priepeia, seks ve penis tanrı Priapus'un kutsal kitabıdır. Priapus Anadolu'ludur, Karabigalıdır. Oradaki öneri cinsel organlar kadar kalçaları da dikenlerle dövmektir ve bunu erkeklere iktidarsızlık tedavisi olarak uygulayanlar Priapus rahibeleridir. Vitamin ve minerallere gelelim: Okült araştırmalar yapmak adına raporlar arasına gömülmüşken, rastlantı eseri karşıma çıkan iki raporu paylaşayım. Bunlardan biri çinkonun testosteron seviyesini arttırdığı (Zinc status and serum testosterone levels of healthy adults ), diğeri D vitaminin -özellikle ruhsal kaynaklı- güçsüzlüğü aşmakta yararlı olduğu hakkındaydı (The effect of low vitamin D status on sexual functioning and depressive symptoms in apparently healthy men). Son olarak, E vitamini… canımız ciğerimiz. En has önerim: Kafaya bir şey takmayın. Makrokozmosta olaylar üzerinde sandığımız kadar gücümüz yoktur. En iyi hayatı beyin elektriği dalga boyu dalgada olanlar yaşar. Biraz mistizim takılalım mı? Ne de olsa okültistiz. Doğrudur; beyin elektriği dalga boyunu değiştiren anında daha güzel bir paralel atlar… ama bunu yapmak kolay mı? Ayrıca bir ana dalga vardır. O çaktırmadan her şeyi -olabildiğince iyi biçimde- yönetmektedir. Hugh Everett III, Many Worlds Interpretation'da (Çoklu Dünyalar Yorumunda) "Evren, tüm olasılıkları içeren TEK BİR dalga fonksiyonudur" demiştir. Penrose'un Proto-Consciousness'ı ve Fundamental Spacetime Geometry'si ile Hameroff'un "Kuantum evreninde gömülü Platonik değerler"i bir pozitif Ana Alan'a gönderme yapar. Pockett, elektromanyetik beyin alanının evrendeki her bilinçli varlığın duyumlarını, algılarını, düşüncelerini ve duygularını deneyimleyen evrensel bir bilinç içerdiğini öne sürer.
O zaman şöyle diyelim: "Elektriği değiştirmeyi becermeyen kendini rahat bırakır, akar. Gerçekten rahat bırakır, akarsa... yardım gelecektir."
|
Ana Sayfa | Altar Kimdir? | Kitapları | Yazıları | İletişim |
Dizayn: Altar-Stil Team - İçerik: Altar Baykal | Copyright © 2023 - |