Bu kitapta, ağzında ‘altın kaşıkla’ doğan bir maceraperestin, köşklerden ‘kötü şöhretli’ gece kulüplerine, İstanbul’dan Newyork’a uzanan sıra dışı hikayesini bulacak, klasik romanlardan fırlamış karakterlerle tanışacak, dansa aşık bir adamın bu yolculuktaki iniş çıkışlarına eşlik edeceksiniz.
"Ben bir ‘Dansçı’yım… Tüm hayatım boyunca tutkulu bir aşık gibi onun peşinden gittim, bazen kızdım, uzaklaştım ama her seferinde onun büyüsü beni kendine çekti. Dans, benim için var olduğumu, yaratılmış her şeyle bağlantıda olduğumu hissettiğim ve yarı çıplak bedenimle Tanrı’ya sunulmuş bir hayatı kutladığım mabedim. Tüm yaşamışlığıyla bedenim ve ömrümün kalan günlerinin tümü o mabedin hizmetinde… Bu benim dünyam; tüm cesaretim ve korkularım, zaferlerim ve yenilgilerim, hüznüm ve neşemle ben bir dansçıyım ve sizi dünyama davet ediyorum…"
|